1- "İLK"ler: Bilgisayar, İnternet, Bilişim, Bilişim Suçları . . .
Türkiye'nin bilgisayarla tanışması 1960 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü'ne kurulan ilk bilgisayar sistemi ile, İnternet'le tanışması ise 12 Nisan 1993 yılında
Orta
Doğu
Teknik Üniversitesi'nden yapılan 64 Kbps kapasiteli ilk İnternet bağlantısı ile olmuştur.
Bilişim alanındaki bu "ilk"lerin yanısıra, bilişim kavramının mevzuat olarak ceza hukukumuzda ilk kez yer alması, 1989 tarihli ön tasarının 342.
maddesinde yapılan
"Bilişim
Alanı" tanımı ("Bilgileri toplayıp depo ettikten sonra, bunları otomatik işleme tabi tutma sistemlerinden oluşan alan") ile; bilişim suçları kavramının
Türk Ceza
Kanunu'na
girişi ise, eski 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nda yapılan bir düzenlemeyle olmuştur (14.06.1991 tarihli 20901 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 3756 sayılı
Kanunla yapılan
düzenleme). Bu düzenlemeyle, Türk Ceza Kanunu'na ilk kez "Bilişim Alanında Suçlar" başlığı eklenmiştir.1
Ancak bilişim suçları alanındaki en kapsamlı düzenleme, 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu'nda "Bilişim Alanında Suçlar" başlığı
altında yapılmış
ve
"Bilişim sistemine girme", "Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme", "Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması", "Tüzel kişiler hakkında
güvenlik tedbiri uygulanması" başlıklı maddelere kanunda yer verilmiş ve ayrıca "Nitelikli hırsızlık", "Nitelikli dolandırıcılık" maddelerinde yer alan suçların
bilişim
sistemleri aracılığıyla işlenmesi ağırlaştırıcı neden olarak hükme bağlanmıştır.
2- 5651 sayılı Kanun
Yukarıdaki paragraflarda görüldüğü gibi, bilişim alanı ile ilgili olarak hukukumuzda yapılan ilk düzenlemeler "suç" kavramı ile birlikte ele alınmıştır. Ancak, 23
Mayıs
2007 tarih ve 26530 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren, 4.5.2007 gün ve 5651 sayılı "Internet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar
Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun" sadece İnternet ortamında işlenen suçlarla ilgili düzenlemeleri değil; İnternet ortamında faaliyet gösteren
tüm
aktörlerin rollerini ve yasal yükümlülüklerini tanımlayan düzenlemeleri de içermektedir. Bu nedenle, İnternet ortamındaki faaliyetlerle ilgili ilk düzenleme olarak
nitelendirilmesinden söz etmek mümkündür.
5651 sayılı kanunun yürürlüğe girmesini takiben, kanunun uygulanmasına esas olan ve aşağıda isimleri yer alan 3 yönetmelik yayınlanmıştır:
1) "Telekomünikasyon Kurumu Tarafından Erişim Sağlayıcılara ve Yer Sağlayıcılara Faaliyet Belgesi Verilmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"
(24
Ekim
2007 ve 26680 sayılı Resmi Gazete),
2) "İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcıları Hakkında Yönetmelik" (1 Kasım 2007 tarih ve 26687 sayılı Resmi Gazete),
3) "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik" (30 Kasım 2007 tarih ve 26716 sayılı Resmi Gazete)
Yasada "İnternet Ortamı", "Haberleşme ile kişisel veya kurumsal bilgisayar sistemleri dışında kalan ve kamuya açık olan İnternet üzerinde oluşturulan
ortam";
"İnternet
Ortamında yapılan yayın" ise, "İnternet Ortamında yer alan ve içeriğine belirsiz sayıda kişinin ulaşabileceği veriler" olarak tanımlanmıştır. Aynı yasada,
İnternet
Ortamındaki aktörlerin tanımlarına da yer verilmiştir. Bu aktörler kısaca, İnternet Ortamında kullanıcılara sunulan her türlü bilgiyi veya veriyi üreten, değiştiren ve
sağlayan İçerik Sağlayıcı; hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten Yer Sağlayıcı; kişilere belli bir yerde ve belli bir süre İnternet
Ortamını
kullanım olanağı sağlayan İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcı; kullanıcılarına İnternet Ortamına erişim olanağı sağlayan Erişim Sağlayıcıdır. Bu tanımlara,
Üniversitemizin
tüzel kişiliği altında faaliyet gösteren aktörler açısından örnekler vermek gerekirse; İnternet Ortamında web sayfası bulunan kişisel kullanıcılar, akademik ve idari
birimler İçerik Sağlayıcı; içeriklerin ya da servislerin (web, ftp, e-posta, vb.) üzerinde yer aldığı sunucu bilgisayarları işleten kişisel kullanıcılar, akademik ve idari
birimler Yer Sağlayıcı; kullanıcıların İnternet Ortamını kullanabilmeleri için kendilerine IP adres bloğu tahsis edilen ve bu IP bloğu üzerinden ofislerde/PC
Salonlarında/binalarda, vb. yerlerde yerleşke omurgasına ağ bağlantısı sağlayan akademik ve idari birimler ile, kendisine tahsis edilen IP adresi üzerinden, kullanıcılara
yerleşke omurgasına ağ bağlantısı sağlayan kişisel kullanıcılar İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcı olarak değerlendirilmektedir.2
5651 sayılı Kanun ve ilgili yönetmeliklerde; yukarıda belirtilen aktörlerin yükümlülükleri, Telekomünikasyon Kurumu İletişim Başkanlığının (Başkanlık)
(http://www.tib.gov.tr/) kanun kapsamındaki görev ve yetkileri tanımlanmakta, İnternet Ortamındaki yayınların düzenlenmesinde
uygulanacak esas ve usuller ile, bu usul ve
esaslara uyulmaması durumunda uygulanacak cezalara yer verilmektedir.
Yukarıda verilen örneklerden de anlaşılacağı gibi 5651 sayılı kanun, akademik ve idari birimlerimiz ile mensup ve öğrencilerimizi yakından ilgilendirmektedir. Bu
nedenle,
kanunun birimlerimiz ile mensup ve öğrencilerimize getirdiği yükümlülükleri ve uyulması gereken kuralları içeren bir belge ("ODTÜ Yerel Alan Ağında 5651 Sayılı Kanun
Uyarınca Uyulması Gereken Kurallar") hazırlanmış ve Üniversite Yönetim Kurulu'nun 2008/14-1 no'lu kararıyla onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Ayrıca, kanunla ilgili
olarak
Üniversite kamuoyuna bilgi vermek üzere 16 Mart 2009 tarihinde Bilgi İşlem Daire Başkanlığı tarafından Kültür ve Kongre Merkezinde bir toplantı düzenlenmiştir.
http://www.bidb.odtu.edu.tr/5651/ adresinde yer alan sitede Kanun'un uygulanmasına yönelik açıklayıcı bilgilere erişilmesi
mümkündür.
Kanun kapsamında getirilen iki temel uygulama, "hukuka aykırı içeriklerin yayından çıkarılması" (ve cevap hakkı) ve içeriği kanunda belirtilmiş olan 9
suçu3
oluşturduğu
hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlara olan "erişimin engellenmesi"dir. Kanun'da, İnternet Ortamında yapılan yayınların içeriklerinin Başkanlık
tarafından
izlenmesi, Başkanlık web sitesinde oluşturulan ihbar merkezine (http://www.ihbarweb.org.tr/index.html)
yapılan ihbarların değerlendirilmesi ve bu değerlendirme sonucunda,
kanun kapsamına giren suçların işlendiğinin tespit edilmesi halinde, erişimin engellenmesi ve/veya içeriğin yayından çıkartılmasına yönelik tedbirlerin Başkanlıkça alınması
hususları hükme bağlanmış, ticari İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcılarına filtreleme yapması zorunluluğu getirilmiş, ticari olmayan İnternet Toplu Kullanım
Sağlayıcılarının, konusu suç oluşturan içeriklere erişimi önleyici tedbirleri alması hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, İnternet ortamında yapılan faaliyetlere ilişkin
bazı
logların tutulmasına kanun kapsamında yer verilmiştir. Takip eden paragraflarda, erişimin engellenmesi ve içeriğin yayından çıkarılması uygulamalarına ilişkin özet
bilgi
yer almaktadır.
i) İçeriğin yayından çıkarılması ve cevap hakkı: İçerik nedeniyle haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişi, İçerik Sağlayıcıya (buna ulaşamaması
halinde
Yer
Sağlayıcıya) İnternet Ortamından ya da bizzat başvurarak içeriğin yayından çıkartılmasını ve hazırladığı cevabın bir hafta süreyle yayınlanmasını talep
edebilir. Bu talebin
iki gün içinde yerine getirilmediği durumda konu, kişi tarafından mahkemeye (Sulh Ceza) intikal ettirilebilir ve hakimin duruşmasız olarak üç gün
içinde vereceği karar
doğrultusunda içeriğin yayından çıkartılması ve cevabın yayınlanması işlemi yerine getirilir (CMUK hükümlerine göre karara itiraz yoluna gidilebilir). Hakimin kesinleşen
kararını kanunda belirtilen şartlarda ve süreler içinde yerine getirmeyen sorumlu kişi (yayın sorumlusu) altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
ii) Erişimin engellenmesi: "Koruma tedbiri" olarak erişimin engellenmesi kararı; soruşturma safhasında hakim (gecikmesinde sakınca bulunan hallerde
C. Savcısı -yirmidört
saat içinde hakimin onayına sunulmak koşuluyla-), kovuşturma evresinde mahkeme tarafından verilir (karara Başkanlık ya da ilgiler tarafından CMUK hükümlerine göre
itiraz
edilebilir). Kanun kapsamındaki 9 suçu oluşturan yayınların içerik ve yer sağlayıcılarının yurtdışında olması halinde ya da içerik ve yer sağlayıcı yurt içinde
bulunsa
bile TCK'nın 103. maddesinin 1. fıkrası (çocukların cinsel istismarı) veya TCK'nın 226. maddesinde yer alan müstehcenlik suçlarını oluşturan yayınlara
ilişkin erişimin
engellenmesi kararı, "idari tedbir" olarak Başkanlık tarafından re'sen verilir ve yirmidört saat içinde hakimin onayına sunulur. Hakim kararını en geç yirmidört saat
içinde
verir;-hakimin kararı onaylamadığı durumda tedbir Başkanlık tarafından derhal kaldırılır.
Erişimin engellenmesi kararı, gereği (erişimin engellenmesi) için Başkanlık'a ve Başkanlık tarafından da elektronik ortamda Erişim Sağlayıcıya bildirilir4. Gerektiğinde
Başkanlık, erişime konu olan içeriğin yayından kaldırılmasını yer sağlayıcıdan isteyebilir.
3- SONUÇ
5651 sayılı Kanun, artık yaşantımızın ayrılamaz bir parçası haline gelen İnternet kullanımı ile ilgili olarak, İnternet'teki tüm aktörleri (kullanıcılar, İnternet servis
sağlayıcılar, kamu ve özel kurumlar, vb.) yakından ilgilendiren yükümlülükler getirmiştir. Bir kamu kurumu olan Üniversitemiz ve Üniversitemizin sağladığı bilişim
servislerinden yararlanmakta olan birimler ve kullanıcılar bu Kanun'da yapılan düzenlemeler kapsamında, çeşitli boyutlarda yükümlülük altına alınmıştır. Bu nedenle, ÜYK
tarafından onaylanarak yürürlüğe giren "ODTÜ Yerel Alan Ağında 5651 Sayılı Kanun Uyarınca Uyulması Gereken Kurallar" belgesine uygun hareket edilmesi, 5651 sayılı
yasa
karşısında istenmeyen ve üzücü durumların oluşmaması açısından önemlidir (bkz. http://www.bidb.odtu.edu.tr/5651).
Kaynak:
http://www.tbd.org.tr/webler/kamubiby/dosyalar/CalismaKonulari.htm: Bilişim
Teknolojilerinin Kullanımının Hukuksal Boyutu
Ayla Altun
1 Öte yandan bilindiği üzere, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda yapılan düzenlemeler ile bilgisayar programları;
Tüketicinin
Korunması Hakkında
Kanun'da
yapılan
düzenlemeler ile yazılım ve elektronik ortam/iletişim araçları, bu kanunların kapsamına alınmış; Elektronik İmza Kanunu'ndaki bazı fiiller suç olarak tanımlanmıştır.
2 Kullanıcılarına İnternet Ortamına erişim olanağı sağlayan işletmeciler ile gerçek ve tüzel kişiler Erişim Sağlayıcı olarak tanımlanmakla
birlikte, 24 Ekim
2007 tarihli
yönetmelikte Erişim Sağlayıcı belgesi alımı için ticari işletme olma zorunluluğu getirilmiştir. Öte yandan, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı yetkililerinden
edinilen
bilgi, kamu kurumlarının (ve bu kapsamda Üniversitemizin) Erişim Sağlayıcı statüsünde olmadığı yönündedir. Bu nedenle ODTÜ tüzel kişiliği olarak Yer Sağlayıcı
belgesi
almış olan Üniversitemizin Erişim Sağlayıcı belgesi almasına gerek olmadığı anlaşılmıştır.
3 Erişim engellenmesine esas olan suçlar: a) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan; 1) İntihara
yönlendirme (madde
84), 2)
Çocukların cinsel
istismarı (madde 103, birinci fıkra), 3) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190), 4) Sağlık için tehlikeli madde temini
(madde 194), 5)
Müstehcenlik (madde 226), 6) Fuhuş (madde 227), 7) Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (madde 228), b) 25/7/1951 tarihli ve 5816 sayılı
Atatürk Aleyhine İşlenen
Suçlar Hakkında Kanunda yer alan suçlar.
Bu 8 suça ek olarak, 8/2/2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı "Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 256. maddesi kapsamında, 29/4/1959 tarih ve 7258 sayılı "Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları
Düzenlenmesi Hakkında Kanun"un 5. maddesinde değişiklik yapılmış ve bu maddede tanımlanan suçlar 5651 sayılı kanun kapsamına dahil edilmiştir.
4 10.11.2008 tarih ve 27050 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Elektronik Haberleşme Kanunu ile, 5651 sayılı Kanun'un 8. maddesine 13. fıkra
olarak
"İşlemlerin yürütülmesi
için Başkanlığa gönderilen hakim ve mahkeme kararlarına 4.12.2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre Başkanlıkça itiraz edilebilir" ibaresi
eklenmiştir.
|