On Yıllık Bir Değişim Öyküsü
 
 Edit�r'den
 On Y�ll�k Bir De�i�im  ï¿½yk�s�
 Ben Sizin  Ya��n�zdayken...
 Bir Varm��, Bir Yokmu�...
 De�i�im Dalgas�nda  S�rf Yapmak ve B�DB
 Herkese Merhaba
 Say�sal Video
 IPv6
 B�T'e Dayal� ��renme
 CISN Ar�iv
 Geribildirim
 
     
 

CISN dergimizin yayıma hazırlanmasından sorumlu grubumuzun yöneticisi sevgili Cengiz, bu sayı ile birlikte CISN'in 10 yılını geride bırakıyor olduğunu söyleyip benden özel bir yazı yazmamı isteyene kadar zamanın bu kadar hızlı akıp gitmiş olduğunu farketmemiştim. Bu "farkında olamama" durumumun, ODTÜ'deki çalışma sürem için de geçerli olduğunu, aslında bu noktada "farkettim": CISN ve benim ODTÜ BİDB'deki "hayatımız" aynı tarihte, Nisan 1994'de başlamıştı!

Şimdi sizlere CISN ile birlikte geçen bu 10 yılın tanıklığını yapmaya, bu güzel tesadüfü değerlendirmeye çalışacağım. Ben bu 10 yıl süresinde hep burada, BİDB'deydim, ama CISN bu süreçte zaman zaman -istemeden de olsa- bizleri terk etmişti ne yazık ki. Fakat, Şubat 2001'den beri artık hep bizlerle ve bu bizi çok mutlu ediyor. Bundan sonra da bizlerle birlikte olması için çaba sarfedeceğiz.

Amatör ruhla bir dergi çıkartmanın ve hayatta kalmasını sağlamanın zorlukları çoktur bilirsiniz. Ama işin en zor kısmı herhalde, konuk yazarları yazı yazmaya ikna etme turlarıyla başlayan süreç olsa gerek. Bu süreçte geciken her yazı, hem derginin hem de sizin ömrünüzden ömür götürür. Bizim gibi "işi başından aşmış" bir kurumsanız eğer, "bizlerden dergi için yazı istemeyin de, başka ne isterseniz isteyin" der gibiyizdir hep. Ama, bunu ne kadar der gibi olsanız da, bir gün gelir sizden de bir yazı yazmanız isteniverir işte, şimdi bende olduğu gibi. Gerçi ben bu yazı için hiç naz etmedim, tam tersine memnuniyetle kabul ettim ama, iş ciddiye binince, işte o zaman acı gerçekle karşılaştım: Benim gibi "işi başından aşmış" birisi , bu yazıyı ne zaman yazacaktı? Sevgili Cengiz, kibarca da olsa "deadline"ları hatırlatmaya başlamıştı bile. Yani bu işten kaçış yoktu. Bu zamanı mutlaka yaratmalıydım. Ve yarattım, işte şu anda yazıyorum, sizlerleyim...

Az önce derginin 1994 Nisan'ındaki ilk sayısına baktım neler yazmışız diye. 10 yıl önceki sayımızda; yıllar boyu "hesaplama" (computing) mimarisi olarak kullanılan "mainframe" kavramını artık bir yana bırakıp, "istemci-sunucu" mimarisine geçişin ilk adımını oluşturan Unix sunucu sistemlere geçme kararının verilmiş olduğunu; 1994 Nisan'ında dünyada daha henüz duyurusu yapılmış olan paralel işlem yapabilme yeteneğine sahip 8 işlemcili bir Unix sistem ile birlikte 3 yeni Unix sistemin daha devreye alınacağının duyurulduğunu görüyoruz.

10 yıl sonrasına, yani bugüne bakacak olursak, artık bu sistemlerin bir kısmı "emekli" oldu, bir kısmı da "emekli" olmak üzere ve sistem odamızda aktif olarak servise sunulan Unix/Linux sunucuların sayısı yaklaşık 30 civarında.

Biraz da o yıllardaki İnternet altyapısına bakalım: CISN'in 10 yıl önceki ilk sayısında, Türkiye'nin 64 Kbps kapasite ile tek Internet çıkış noktası olan ODTÜ-NSF/ICM Washington hattında trafiğin oldukça yoğunlaştığından (Nisan-Aralık 1993 arasında toplam trafik, yaklaşık 45 Mbyte) bahsediliyor. Bugünlere doğru geldiğimizde ise toplam trafiğimizin yaklaşık 100 Tbyte (100 milyon Mbyte)'lar(*) düzeyine ulaştığını görüyoruz. Ancak, o yıllardan bu yıllara değişmeyen tek şey sanırım, hala İnternet'imizin yeterince "hızlı ve ucuz" olamadığı...

Yine derginin 10 yıl önceki ilk sayısında yer alan Nisan-Aralık 1993 grafiklerinden, Türkiye'nin toplam Internet trafiğinin yaklaşık 2/3'ünü ODTÜ'nün trafiğinin oluşturduğunu görüyoruz. Grafiklerde ilginç bir nokta daha var dikkat çeken; yurtdışından Türkiye'ye gelen trafik, Türkiye'den yurtdışına giden trafiğin yaklaşık 4-5 katı kadar. Yani dışarıdan yoğun bilgi alıyormuşuz o yıllarda. Geçen 10 yıl içinde ise herşey o kadar değişime uğramış ki şu "p2p" iletişim sayesinde, giden trafiğimiz gelen trafiğimizi geçmiş ve dünya Türkiye'den yoğun "bilgi" alır olmuş!

Şimdi biraz da CISN'in son iki sayısında nelerden bahsetmişiz ona bakalım isterseniz. Benim dikkatimi ağırlıklı olarak tek bir konu çekti: Güvenlik... Halbuki 10 yıl önceki CISN sayısında böyle bir kavram yer almıyor bile, çünkü o yıllarda henüz güvenlik bir sorun olarak karşımıza çıkmış durumda değil. Ama son yıllarda öyle mi? Bugün, "saldıranlar" nasıl açık bulabilirim diye, "diğerleri" de saldırılardan nasıl korunurum diye güvenlik üzerine yoğunlaşmış durumda. Bu yoğunlaşmanın getirdiği gündem de ister istemez CISN'e yansımış doğal olarak. Bakın nelerden bahsetmişiz son iki sayımızda; PKI (Public Key Infrastructure) yapısı, masaüstü işletim sistemlerinde güvenliğin sağlanması için yapılması gerekenler, güvenlik konusunda son kullanıcıların sıklıkla yaptıkları hatalar, alınması gereken önlemler, antivirüs çözümleri, vb... Bu liste gelecek sayılarda daha da artarak devam edecektir eminim. Böyle giderse ne olacak bilişim dünyasının hali merak ediyorum gerçekten. Aman siz siz olun da ne olur, bilgisayarınızın güvenlik önlemlerini almayı hiçbir zaman ihmal etmeyin. Küçük bir ihmalin sadece size değil, çevrenize de çok büyük zararlar verebileceğini, tıpkı minicik bir kartopunun hızla çığa dönüşüp "hayatı felç edebilecek" boyutlara ulaşmasında olduğu gibi, geri dönüşü olmayan noktalara gelebileceğini hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın...

Sonuç olarak; ilk ve son CISN'e bakınca, o günlerden bugünlere kadar geçen sürede, bilişim dünyasındaki farklılaşma ve değişimi çok net olarak görebiliyorsunuz. Yani bir tarihe tanıklık ediyor aslında CISN'imiz. İnsan böyle bir arşivin kıymetini, yıllar geçtikçe çok daha iyi anlıyor galiba. Ben sözlerimi, ilk CISN'den bu yana dergiye emeği geçenlere, yazılarıyla CISN'e hayat verenlere teşekkür ederek tamamlıyor ve artık bir "BİDB klasiği" olarak BİDB tarihinde yerini almış olan CISN'e daha nice 10 yıllar diliyorum...

(*) 2002 yılı verilerine göre.

Ayla ALTUN

 
     
  - BAŞA DÖN -