CISN dergisinin yayınlanmaya başlamasının 10. yıl dönümü nedeni ile benden bir yazı yazmam istenince ben de bu sayıda yazısı bulunan eski iş arkadaşım ve dostum Erdal Taner gibi geçmişe dönüp bakma ve kendi kendime biraz nostalji yapma imkanı buldum. Erdal elini çabuk tutup geçmişteki hoş anları ve temel kilometre taşlarını defalarca okusanız sıkılmayacagınız bir üslup ile anlatınca bana biraz daha farklı (belki de biraz sıkıcı) bir yazı yazmaktan başka seçenek kalmadı. BİDB'de 1988 yılında başlayan ve 1997 yılında biten çalışma yaşantım süresince kullanıcı servis grubu, network grubu ve daire başkan yardımcılığına kadar giden değişik pozisyonlarda ve çok değişik projelerde rol aldım. Bu süreç içinde BİDB yaptığı çalışmalar, getirdiği yenilikler ve Türkiye'de ilklere imza atması nedeni ile kendisini, ODTÜ'yü ve Türkiye'yi değiştirdi. O sürecin ardından yaklaşık altı yıl süren yurt dışı akademik çalışmam esnasında BİDB'yi ve verdiği hizmetleri önde gelen bir ABD üniversitesindeki eşdeğeri ile karşılaştırma imkanı buldum. 2002 yılında Türkiye'ye kesin dönüş sonrası bu sefer akademik pozisyondaki bir uç kullanıcı olarak BİDB'yi değerlendirme durumundayım. Bu birikimim ışığında yazımda 1988'den bugüne değişim sürecinden ve önümüzdeki dönemde BİDB'nin nerede olması gerektiğinden bahsedeceğim.
Günümüzde ODTÜ BİDB ve doğal olarak eşdeğeri kurumlar benim çalışmaya başladığım 1988 yılındaki pozisyonlarından çok farklı bir yerde olmak durumundalar. 1980'lerin ortasından itibaren ODTÜ'de bilişim yapısı yavaş yavaş değişmeye başlamıştı ancak ağırlık doğal olarak merkezi bilgisayar sistemleri üzerindeydi. Sunulan hizmetlerin hemen hemen tümü de hesaplama (computing) ağırlıklı idi. Merkezi sistemler, idari otomasyon işleri dışında, genelde bilgisayar programlama dersi alan öğrenciler ve elinin altında gerekli hesaplamaları yapabilmek için bilgisayar sistemi olmayan akademisyenlerce kullanılıyordu. Aslında bu çok uzun bir geçmişten beri değişmeyen, tipik bilgisayar kullanım tarzıydı. Genelde tüm üniversitenin tek bir bilgisayarı olduğu için o cihazda bir merkezde yer almak durumunda idi ve bu nedenle Bilgisayar Merkezi terimi kullanılıyordu.
Ancak özellikle 1990'lardan itibaren tablo değişmeye başladı. Merkezi bilgisayarlar tahtlarını hızla kişisel bilgisayarlar ile paylaşmaya başladılar. Yerel ağ kavramı hayatımıza girmeye başladı. Bu süreçte BİDB değişimin akışına kapılan değil, değişime yön veren bir pozisyonda olmuştur. Yazımın başında belirttiğim gibi BİDB tarihinde ilklerin çok büyük önemi vardır. Diğer üniversiteler ve kurumlar kampus çapında bir yerel ağın ne olduğunu hayal edemezken ve hatta Türkiye'de ilk defa kurulacak böyle bir sistemin neye yarayacağını sorgularken, ODTÜ bu altyapıyı kurup kullanmaya başlamıştı bile. Arkadan gelenler ODTÜ'yü takip etmekle yetindiler. Öncülük ve yenilikçilik puanları ODTÜ'nün hanesine yazıldı. Diğer bir ilk ise bugün hayatımızın sıradan bir parçası haline gelen İnternet projesinde yaşandı. 1986 yılında, İnternet öncesi geniş alan ağı olan EARN/BITNET projesinde ilk olma öncülüğünü Ege üniversitesine kaptıran ODTÜ bu açığını 1993 yılında Türkiye'ye İnternet'i ilk defa getirerek ve yayarak kapatmıştı. O tarihte böyle bir çalışmaya girmeyi ODTÜ içinden dahi sorgulayan kişiler çıkmasına rağmen BİDB'nin özverili personeli ve vizyonlu üniversite yönetimimiz sayesinde proje hayata geçirilmiştir. Organizasyonlarda değişimi açıklamaya çalışan en önemli teorilerden biri olan yeniliğin özümsenmesi (diffusion of innovation) teorisindeki "innovator" pozisyonunu BİDB'nin hep elinde tuttuğunu söylemek yanlış bir ifade olmaz. BİDB'nin gerçekleştirdiği ilkler uzun bir liste yapabilecek durumdadır. Türkiye'de ilk, dünyada ilkler arasındaki Web sitesi, ilk defa yurt binalarına bilgisayar labları kurulumu, ilk elektronik öğrenci kayıdı projesi bunlardan sadece bazılarıdır. ODTÜ'yü dünya çapında bir üniversite yapan en önemli karakterlerinden birisi ve onu diğer üniversitelerden ayıran özelliği her zaman öncü olmanın peşinde koşmasıdır. ODTÜ'nün bu özelliğini en fazla sahiplenen birimlerinden birisi de daima BİDB olmuştur. Ona bu özelliği kazandıran ve BİDB'yi ODTÜ içindeki akademik olmayan diğer birimlerden ayıran başta gelen özelliklerinden birisi araştırma/geliştirme yönüdür. Bilgi Teknolojileri servislerini kuran, sunan ve işleten bir birim olması nedeni ile araştırma ve geliştirme konusunda ayrı bir birimi olmasına gerek kalmadan, BİDB içindeki tüm grupların işlerinin doğal bir parçası araştırma ve geliştirme olmuştur. Normal rutin işlerini yapmanın ötesinde, gruplar BT konusundaki global değişim ve eğilimleri takip edip buna göre politikaların belirlenmesinde etkin olmuşlardır.
Geçmişten günümüze kadar devam eden sürece bakacak olursak aslında Bilişim Teknolojileri hızlı değişim nedeni ile hiç bir zaman bir olgunluk seviyesine ulaşmamıştır ve ulaşmayacaktır. Zira nerede ise her 10 yılda bir Bilişim Teknolojileri (BT) tamamen yenilenmektedir. Buna İnternet'i örnek verecek olursak bugün ODTÜ'de ve Türkiye'de hayatımızın ayrılmaz ve sıradan bir parçası olan bu teknoloji sadece 10 yaşındadır. BT yatırımlarının etkin hayat periyodu günümüzde üç ila beş yıl arasında değişmektedir. BT kullanıcıları eskiden özelleşmiş ufak bir grup akademisyen iken, bugün nerede ise bölüm hademelerine kadar çeşitlenmiştir. Bununla paralel olarak sunulan servis yelpazesi de çok genişlemiştir. ODTÜ'nün ve dolayısı ile BİDB'nin de bu hızlı değişime ayak uydurması gerekmektedir. Ancak yeni teknolojik değişime ayak uydurmak işin belki de en kolay yanıdır. Esas zor olan sunulan hizmetlerin doğasındaki değişime kurum olarak ayak uydurmakta yatmaktadır. Eskiden BİDB'nin temel hizmeti olan hesaplama (computing) servisinin önemi kanımca bugün azalmıştır. Çok özel bir takım uygulamalar dışında, kullanıcılar pek çok hesaplama işini masaüstü makinalarında rahatlıkla gerçekleştirebilmektedirler. Eskiden hesaplama, bazı paket programlar ve idari uygulamalar gibi kısıtlı sayıda konularda hizmete yoğunlaşan BİDB bu yeni dönemde pek çok yeni servis ile yüz yüze gelmektedir. Dolayısı ile hesaplama servisi sunma merkezi olma durumundan sıyrılıp, bu yeni ortama ayak uydurma ve "ilk olma" misyonunu sürdürme konusunda bir değişim geçirilmesi gerekmektedir. Bu değişim sadece BİDB tarafından gerçekleştirilemeyecek kadar büyüktür. Üniversite yönetiminin yanı sıra üniversite kamuoyunun da bu sürece aktif dahil olması beklenir.
Peki hesaplama servisi artık temel hizmet maddelerinden birisi değilse BİDB neye yoğunlaşacaktır. Burada en önemli belirleyici olan üniversitenin temel misyonlarıdır. Üniversite eğitim/öğretim ve araştırma temelli bir kurumdur. O halde BİDB'nin, ODTÜ'nün bu alanlarda mükemmelliğe ulaşması için bilgi teknolojilerinin geliştirilmesi ve yaygın kullanımında sorumlu olması gerekmektedir. Üniversite misyonu içinde en yoğun yaşananlardan biri öğretimdir. Burada BİDB'ye yeni bir görev düşmektedir. Öğretmen merkezli bir yaklaşımın son derece verimsiz olduğu, öğrenci merkezli, kaynak zengini ve aktif öğrenme ortamlarının yaratılması gerektiği tüm eğitimcilerce kabul edilen bir gerçekliktir. ODTÜ'de böyle ortamların yaratılması da ancak bilişim teknoloji ile sağlanabilir. Dolayısı ile daha etkin öğrenme ortamlarının tüm kampuste sunulabilmesi için gerekli bilişim servis altyapısı BİDB'ce kurulmalıdır. Bu altyapıda ders yönetim sistemleri, ortak çalışma araçları, eşzamanlı/eşzamansız iletişim servisleri gibi hizmetler sunulmalıdır.
Üniversitenin akademik olsun olmasın tüm birimleri artık bilgi yoğun çalışmaktadır. Bu kadar yüksek yoğunluktaki bilgi ile çalışma sonucu kağıt ortamda tutulan bilgilerin tümü kısa bir süre sonra elektronik ortamda tutulur hale gelecektir. Rektörümüzün ODTÜ açılış konuşmasında bahsettiği kağıtsız ODTÜ fikri ancak BİDB'nin koordinasyonu ile hayata geçebilecektir. Bölüm ve birimler arasında bir birinden kopuk ve organize olmamış şekilde tutulan elektronik dökümanlar ve yine bu birimlerce sunulan bazı servisler arası bilgi bütünlüğü bulunmamaktadır. En önemli değeri "bilgi" olan üniversite bu bilgisini aynı zamanda organize bir şekilde tutabilmelidir. Kampus çapında bir "enterprise data management" yaklaşımı olmadan bunu geçekleştirmek mümkün değildir. Böyle bir "enterprıse uygulamalar" sistemi de ancak BİDB koordinasyonunda sağlanabilir. Bu sağlanmadığı takdirde çığ gibi artan elektronik ortamdaki bilgiler siber uzayda kaybolup gidecektir.
Yukarıdaki paragrafta dile getirilen husus ile ilgili olarak BİDB'nin yeni rollerinden bir diğeri de bilginin kullanılabilirliğini sağlama konusudur. Daha önce de belirttiğim gibi kampus bilişim servislerinin artık her seviye insan tarafından kullanılması gerekmektedir. Sunulan hizmetlerde bilgi kullanıcıya tam zamanında (just in time), doğru içerik (just the right content), doğru format ve doğru miktarda ulaşmak zorundadır. Bunun yanı sıra kullanıcı bu bilgiyi en az eforla elde edebilmelidir. Ancak ODTÜ kampusundeki mevcut bilgi sistemlerinde ciddi kullanım zorlukları bulunmaktadır. Her birim kendi web tasarımcısının kişisel beğenisi doğrultusunda bilgi servislerini sunduğu için ortada ciddi bir bilgi kirliliği sorunu mevcuttur. Bunun en önemli olumsuz etkisi ciddi verim kaybı olarak ODTÜ'ye dönmektedir. Zor ulaşılan, kolayca bulunamayan bir bilgi için harcanan fazladan 3-5 dakikalar biriktiğinde saatler ve hatta günler boşa gitmektedir. Daha kolay kullanılabilir ve "kullanıcıya şeffaf" bilgi sistemlerinin servise sunulması konusunda öncülük yapmak ve bu konuda politikalar geliştirmek yine BİDB'nin omuzlarına düşmektedir. Kullanılabilirlik (usability) BİDB'nin yeni uzmanlık ve öncülük alanlarından birisi olmalıdır. Bu konuda hem üniversite içi ve hem de üniversite dışı birimlere aynı İnternet örneğinde olduğu gibi rehberlik etmelidir.
Üniversitenin önemli misyonlarından olan araştırma konusunda üniversite içinde başlamış ya da başlayacak çalışmalarda BİDB'de doğal partner olarak algılanmalıdır. Bu hem araştırma yapan kurumun BİDB'de birikmiş know-how'i kullanmasını sağlayacak ve hem de üniversite sanayi işbirliği kavramını kendi kurumumuz içinde de gerçekleştirmemiz anlamına gelecektir.
Son olarak, değişikliğin getirdiği nedenlerle belki BİDB adını da yeni dönemde üstleneceği role göre değiştirmelidir.
Kürşat Çağıltay
|